bugün

entry'ler (47)

plastic passion

yurdum sıkılganı..
canı sıkıldığında atıyor kendini sözlüklere geçsin diye bir onu oku bir buna yorum yap ah öyle miydi bu muydu tartış dur.. sıkıntısına deva arayan, başka insanlarla uğraşmayı iş edinmiş insan yavrusu.. pis, kaka, dayaklık insan.

sevgiliye sarılıp uyumak

bu sıcaklarda klimasız ortamlarda pek mümkün olmayan eylem. yok sokuluyorum kolunun altına, sokuyorum burnumu boynuma, sarıyorum kollarımı bacaklarımı bedenine, adam bir "ıyyh çok sıcak" deyip ittiriveriyor. yok yok, klima şart!

ekşi sözlük

eski zamanlarda "gündemi en iyi takip edebileceğin araçlardan biri, herkesin subjektifliği topluluğun objektivitesini getiriyor" diyerek her gün takip ettiğim, son 6 senedir de yazarı olduğum sözlüktür.
şimdilerde görüyorum ki gündem falan kalmamış, depresif, kompleksli kişilerin mastürbasyon devinimlerine maruz kalmakta. dahası iştahlı bir petting girişiminde yalayaleceği yeri kalmadığı insanların kabaran egosunu, başlık altını doldurarak tatmin etmeye çalışan zavallılar. herkes warhol kehanetinden payını alma peşinde, ya birilerine sürtünüyor yada birisi ona sürtünsün diye bekliyor.

edit: imla

i m deranged

ne zaman içim bulansa açıyorum bunu dinliyorum başım iyice dönene kadar. sonrası bir mutluluk, sonrası bir havadan 80 cm yukarıda süzülme hali...
(bkz: orgazmdan bile zevkli anlar)

hiçbir 14 şubat a sevgiliyle girememek

koskoca ömrümde 2009 senesinin 14 Şubat ında yıktığım hayat gerçeğim(idi).. ha nooldu başım göğe mi erdi? yok hala bibuçuktan halliceyim ama 14 şubat ın romantik salaklığına verdiğim değerin bi mok olmadığını anladım ve aslında hayatımda "o" varken her gün 14 şubatmış onu gördüm...

plastic passion

uyuyan dev olmuş yeni farkediyor.
ne uyuması, sıcaklar saolsun bir de iş temposu, ne uyuyabiliyor ne de dinlenebiliyor. yağmurları bekliyor birazcık nefes olsun diye.

ntv muhabiri

amacı olan bir adam ve bu amaca gayet iyi hizmet ediyor oluyorum yazdıklarını okuyup içten içe saydırarak. bu sebeple başarılı olarak tanımlanabilir ve bu başarısının benim de dahil olduğum 3. şahıslarca yapılandırılması ve sonrasında bu kişileri (yine dahilim)rahatsız etmesi son derece ironik. dolayısı ile kaale alınmayarak giderilecek bir durumdan başkaca değil.
son olarak (bkz: don t feed the troll)

kendilerini seks objesi olarak gören yurdum kızı

kendisine seks objesi gibi davranmayan yurdum evlatları arasında normal anlayışa dönebilecek kızdır. hiç bir şey için geç değil ama sen önce bir ağzının suyunu topla.

telefonunu hep sessiz ve titreşimde kullanan insan

katıldıkları toplantılarda çalan telefon nedeni ile laflarını yarıda kesip, bir de kesinti yüzünden özür dilemek zorunda kalmazlar. başkalarının da lafını kesmekten, dikkatini dağıtmaktan hoşlanmazlar.

uzun boyluların karşılaştığı durumlar

kıskançlığıma maruz kalmak..
hobbitten devşirme ben, gördüğüm her yerde direkt gözlerimle kesip biçiyorum 20cm e indiriyorum hepsinin boyunu endamını naaber?

imza= "her dem tavuk" avuntusundaki insan yavrusu

canım kelimesinin anlamını ve önemini yitirmesi

içten gelen bir vurgu ile kalbinin sahibine yöneltildiğinde mümkün değildir bu yitirme hali. gerçi içten gelerek istersen makarna de, aynı duygu oluşur.

hemcins olarak yazışılan kişinin karşıcins çıkması

ne kadar inkar etse de erkek kısmısının gizli gizli hayalini kurduğu durumdur.
aman dikkat bu hayallere kapılıp saplılara hallenmeyin derim ben.

pişmemiş patlıcana mektup

direkt konuya girilip, kısa tutulması gereken mektuptur.
-seni pişirip yiyceeez!!!

gelinlik giyen bakire olmayan kadın

kaka kadındır.. ne hakla yurdum gencinin at gözlüğünün yettiği derece dimağında oluşturduğu "saflık" "temizlik" anlayışlarını yıkmaya çalışır? buradan kendisine 2 çift lafım olacak;
-yapma güzel kızım etme canım benim, yazık bu gençlere, sonra akılları karışıyor sonra sebepleri olacaksın, yazıktır, günahtır...

ilk buluşmada cinsellikten bahseden kız

ilk buluşmada hemen sevgili olunması ne kadar doğalsa o kadar doğal bir kızdır. "sanrı" adamına gaz veriyordur sadece..

başlığın başa kalması - ilk entry sahibine; gel kaçma!!!

i m deranged

david bowie efendinin sınırlarda dolaşan, dolaştıran efsana şarkısı.

"cruise me cruise me cruise me babe"

eski sevgiliyle buluşmak

"al mektuplarını, ver mektuplarımı" temalı buluşma olması haricinde mir* mok* çıkmayacak buluşmadır.

beyin düşünmeye yarıyorsa sizdeki ne yapıyor

karşısındaki yaşam formunda, default işlemi "düşünmek" olan bir organın varlığı varsayımında bulunduğu halde, bu organın varlığına delalet eden bir ipucu bulamamanın insanı sürüklediği şaşkınlık durumu ifadesi/sorusu.

sevgilisi olup da sevgili arayan kişilik

bir dalı bırakmadan önce diğer bir dala tutunan, maymun karakterli kişiliktir.

scared as you

the cure un more than rare adlı albümünde yer alan güzide bir şarkısıdır. öyle ki sözleri ayrı, ritmi ayrı yerlere götürür insanı.. sokakta kulaklarınızda bu şarkı ile yürürken, kendinizi akışına bıraktığınızda kalp atışlarınızın hızlanması ile yerden en az 20 cm yükselmeniz olasıdır.

sözleri için:

you know those things i said
all those things that made you cry
i didnt really mean that stuff
all i ever really mean
when i scream and shout the way i do
is i dont know
i really dont
im just the same as you

you know those things i said
all those things that made you
run away from me
i didnt mean a word
i didnd really mean i dont believe
al i ever really mean
when i rant and rave the way i do
is im scared
i'm just as scared as you

and sometimes its so hard
not to just throw it all away
sometimes its so hard
not to just throw it all away
like all those things i said
all those things that made you cry
i didnt really mean that stuff
i didnt really mean to say goodbye